Diş eti çekilmesi genel olarak düzgün ve sağlıklı beslenmeme vitamin ve mineral eksikliği, dişlere yeterli bakım yaptırmamak gibi nedenlerden ortaya çıkmaktadır.
Diş hekimleri tarafından diş eti çekilmesi rahatsızlığının neden meydana geldiği ve nelerin diş eti çekilmesine iyi geldiği araştırılmaya devam etmektedir.
Diş eti çekilmesi nedir?
Diş eti çekilmesi, tıp literatüründe gingival resesyon diye nitelendirilen, dişin diş kökünü saran pembe diş eti dokusundan geriye doğru çekilmesi durumuna denir. Daha açık bir tanımlamayla diş eti çekilmesi diş etinin olması gereken yerin mine sınırının altına düşüp diş kökünün olması gerekenden daha fazla meydana çıkmasıdır da denilebilir.
Diş eti çekilmesi neden olur?
Diş eti çekilmesi yazının başında belirttiğimiz gibi genel olarak sağlıklı beslenmeme ve yeterli diş fırçalamama gibi nedenlerden ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında yaşlanma nedeniyle de diş eti çekilmesinin meydana geldiği gözlemlenebilmektedir.
Diş eti çekilmesinin sınıflandırılması
Diş eti çekilmesi ikiye ayrılır. akut ve kronik olarak sınıflandırılan diş eti çekilmelerinin hastada görülen vakada hangi sınıfa girdiği ise sadece doktor muayenesi ile anlaşılabilir. 1-2 mm. kadarlık diş eti çekilmesi genelde çok büyük problemlere yol açmamakla birlikte kronik diş eti çekilmesi olarak nitelendirilir. Kronik diş eti çekilmesi daha yavaş ilerler. Ama 3-4 mm’lik diş eti çekilmeleri ya da çok hızlı ilerleyen diş eti çekilmeleri ise akut diş eti çekilmesi olarak adlandırılır. Bu sınıfa giren diş eti çekilmeleri Mutlaka tedavi edilmelidir. Özellikle kanamalı durumlarda cerrahi operasyon gerekebilir.
Diş eti çekilmesinin belirtileri nelerdir?
Diş eti çekilmesinin ilk belirtisi igenelde ağızda koku (halitozis) meydana gelmesidir. Daha sonra bu belirtiyi diş eti kanamaları takip eder. Sağlıklı diş etlerinde kanama meydana gelmemektedir.
Diş eti çekilmesi nasıl önlenir?
Öncelikle belirtmek gerekir ki diş eti çekilmesinin önlenmesi oldukça basittir. Gerek tedavi öncesinde gerek tedavi sonrasında mutlaka dişler, günde 3 defa fırçalanmalıdır. Ön, arka ve üst yüzeylerin fırçalanması zaten herkes tarafından yapılır. Ağız temizliği yapılırken dişlerin yanında dilin temizliği de mutlaka yapılmalıdır. Dil, pürüzlü yüzeyi ile bakterileri barındırma yeteneğinde olan bir organımızdır.
Ağız ve diş bakımının nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili aşağıdaki yazımız ilginizi çekebilir:
Diş eti çekilmesi tedavisi nasıl olur?
Diş eti çekilmesi nasıl geçer sorusunu soruyorsanız öncelikle bir diş hekimine danışmanız gerektiğini bilmeniz gerekir.. Bunun dışında diş eti çekilmesine iyi gelen doğal yöntemler de mevcut. İnternette konuyla ilgili makalelerde yeşil çay, karanfil ve kekik gibi besin maddeleriyle tedavi yöntemlerinden bahsedilse de, bu yöntemler, rahatsızlığın tamamen tedavi edilmesinden ziyade, geçici bir fayda sağlayabilir. Bu nedenle diş eti çekilmesi olanların, bir diş hekimine rahatsızlıklarını ileterek muayeneye başlaması daha yerinde bir davranış olacaktır.
Öte yandan jinjivit, periodontit gibi diş eti iltihaplarının neden olduğu şiddetli diş eti çekilmesi vakalarında aşağıdaki cerrahi müdahalelerden biri gerekli olabilir:
Yumuşak doku grefti: Diş eti estetik tedavisi olarak da nitelendirilen bu müdahalede kişinin kendi damak veya yanağından ya da bir donörden alınan dokular diş etine yerleştirilir. Bazı vakalarda dikiş gerekli olabilir.
Küretaj: Diş etinin yenilenebilmesi için iltihaplı kısımların kazınması ameliyatıdır.
İndirme ameliyatı: Bu ameliyat, diş etinin aşağı çekilerek yerine oturtulması ameliyatıdır.
Kuron uzatma: Ağız ve diş temizliğinin daha etkili yapılabilmesi için diş etlerinin bir miktar damağa doğru sıyrılması operasyonudur.
Doku yenileme ameliyatı: Bu ameliyatta diş eti diş sınırından itibaren bir miktar kaldırılarak bakterilerden temizlenir. Bu ara boşluğa doku yenilenmesini teşvik edecek protein, doku veya zar şeklinde bir materyal yerleştirilir. Diş eti tekrar yerleştirilerek yenilenmesi için süre tanınır.
Diş eti çekilmesi tercih edilen tedaviye göre maksimum bir aylık bir süre içerisinde tedavi edilebilir. Tedavi edilmemesi durumunda daha yüksek tedavi maliyetlerine neden olabilir.